Savunmanın Mimarı: Yusuf Ensar Ketenci'nin Hem Yeşil Sahada Hem Hayatta Disiplinli Yolculuğu!
- gulseayyildiiz
- 7 Tem
- 3 dakikada okunur
Henüz 11 yaşında ama düşünceleri, sahadaki duruşu ve disipliniyle birçok yetişkine örnek olabilecek bir karakter: Yusuf Ensar Ketenci. RAMS Başakşehir Akademisi'nde stoper pozisyonunda oynayan Yusuf, futbolun sadece bir oyun değil, aynı zamanda karakter inşa eden bir yolculuk olduğuna inanıyor. Yusuf'la bugün hem futbolu hem de hayallerini konuştuk.

Yusuf Ensar Önce seni tanıyarak başlayalım.
Ben Yusuf Ensar Ketenci. 1 Ekim 2015 doğumluyum, İstanbul’da dünyaya geldim. Şu anda RAMS Başakşehir Futbol Akademisi’nde U11 takımında forma giyiyorum.

Futbola olan ilgin nasıl başladı?
Futbola olan ilgim spor sevgisinden ziyade, topa duyduğum heyecanla başladı diyebilirim. Evde babamdan kalan eski bir Mikasa topla oynarken birkaç vazo kırmam ve çiçekleri devirmemle bu merak kontrolden çıktı. Sonunda 5 yaşımda soluğu halı sahada, Yakuplu Spor futbol okulunda aldım. Sonra Gençordu Spor Kulübünde futbol hayatıma devam ederken RAMS Başakşehir Spor Kulubüne transfer oldum. Bu süreçte en büyük etkiyi tabii ki babam yaptı.

Futbol oynamayı neden seviyorsun? Seni en çok ne heyecanlandırıyor?
Futbol oynamayı sevmeyen bir çocuk düşünemiyorum. Yeşil saha benim için özgürlük alanı. Kendimi en rahat ifade ettiğim yer orası. Maç sonunda son düdükle birlikte takımca galibiyet sevincini yaşamak beni en çok heyecanlandıran anlardan biri.

Sahada hangi pozisyonda oynuyorsun?
Stoper olarak görev yapıyorum. Geriye yaslanmadan, oyunu kuran bir savunmacı olmayı seviyorum. Sahadaki dizilişi net görebildiğim ve takımın yönünü belirleyebildiğim için bu pozisyon bana oldukça uygun geliyor.

Sence iyi bir futbolcu nasıl olmalı?
Bence bir futbolcunun en büyük özelliği disiplinli ve saygılı olmasıdır. Sahada rakibiz ama saha dışında arkadaşız. Saygı, bizi biz yapan en temel değer.

Sence futbolun hangi yönü seni daha çok tanımlar?
Ben kendimi ‘golcü’ olarak değil, savunma yönü güçlü, pas oyununa dayalı bir yapıda görüyorum. Takım olgusunun temelinde yardımlaşma ve pas kültürü olduğuna inanıyorum. Taraftarsız bu da olmaz. Onlar bizim ateşimiz!

Futbol dışında neler yaparsın?
Futbol dışında da spor hayatımın bir parçası. Yaz geldiğinde yüzmeyi çok seviyorum. PlayStation da vazgeçilmezim. Kitap okumayı ise alışkanlığa dönüştürmeye çalışıyorum.

Örnek aldığın futbolcu kim?
Tartışmasız Paolo Maldini. Sergio Ramos da örnek aldığım bir diğer isim. Takım arkadaşlarım bana “yerli Ramos” diyor. Ama ben kendimi daha çok Maldini’ye yakın hissediyorum. Sahadaki sert ama kontrollü oyunu, saha dışında ise beyefendi duruşuyla tam bir lider.

Unutamadığın bir maç ya da an var mı?
Gençordu forması giydiğim dönemde maçın son saniyelerinde 3-2 gerideyken orta sahaya yakın bir yerden serbest vuruş kazandık. Hocam topu benim kullanmamı istedi. Tüm dikkat üzerimdeyken tribündeki babama bakmam ve sonrasında topu doğrudan kaleye gönderip gol atmam… O sevinç unutulmazdı. Takım arkadaşlarım üstüme çullanınca içim rahatladı ama maalesef penaltılarda elendik. O da işin ayrı notu. :)

Takım ruhunun senin için anlamı ne?
Takım ruhu benim için olmazsa olmaz. Kaleciden forvete herkesin uyum içinde olması gerekiyor. Hocalarımızdan sürekli yeni şeyler öğreniyoruz ve bunu sahaya yansıtmak bizim sorumluluğumuz. Takım kaptanı olarak da arkadaşlarımın sevgisini kazanmış olmak beni mutlu ediyor. Ben de onları çok seviyorum.

İlerde bir gün hangi takımlarda oynamak sana daha yakın geliyor?
Pozisyonum gereği İtalya Ligi bana daha yakın geliyor. Atalanta taraftarıyım çünkü babamın İtalya’dan getirdiği ilk formam Atalanta formasıydı. Gasperini’nin sistemini çok beğeniyorum. İtalya’da Atalanta ve Milan diyorum, ama asıl hayalim tabii ki Real Madrid!


Futbol dışında başka bir meslek düşünür müsün?
Mimarlık okumak istiyorum. Tasarlamak, üretmek, estetik bakış açısı kazanmak beni cezbediyor.

Ailenin sana desteği nasıl?
Babam bu konuda hep yanımda, kar kış demeden her zaman peşimde. Annem ise yeme-içme düzenimle çok ilgileniyor. Küçük kardeşim olmasına rağmen bana büyük emek veriyor. Onların hakkını ödeyemem, ben de daha çok çalışarak bu emeği karşılamak istiyorum.

Maçlarda ailen tribünde oluyor mu?
Genelde babam geliyor çünkü küçük erkek kardeşim çok hareketli. Annem onunla ilgileniyor ama ileride tüm ailemi tribünde göreceğime eminim. O anlar bana büyük motivasyon veriyor.
Evde futbol konuşuluyor mu?
Biz evde futbol konuşmaktan çok yaşıyoruz diyebilirim! Babam sürekli bana tavsiyelerde bulunuyor. Hatalarımı, pozisyon alma durumlarını beraber analiz ediyoruz.

Seni etkileyen bir hocan oldu mu?
Mehmet Teke hocam… Gerçekten hem baba gibi yaklaşımıyla hem de futbol bilgisiyle beni çok etkiledi. Antrenmanlar onun sayesinde eğlenceli ve öğretici geçiyor. Liderlik özelliklerimin gelişmesinde de büyük katkısı var.

Antrenörün maçtan önce seni nasıl motive eder?
Gençordu ile birçok kez rakip olmuştum. Başakşehir’e transfer sürecimde Mehmet hocam beni kaptanlığa layık gördü. Bu benim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Onun güvenini boşa çıkarmamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

Futbolda üç kelimeyle ne önemlidir?
Saygı – Bilgi – Tecrübe.

Son olarak, senin gibi futbolcu olmak isteyen çocuklara ne söylemek istersin?
Henüz 11 yaşıma bile tam basmadım, o yüzden büyük laflar etmek istemem. Ama şunu söyleyebilirim: Disiplinli ve saygılı olmak her şeyin başı. Yetenek zamanla kazanılabilir ama çalışkanlık insanın içinden gelmeli. En önemlisi de dinlemeyi bilmek. Öğrenmenin ilk şartı, anlatılanı anlayabilmektir.






Yorumlar